Gel zaman git zaman.. hiçbir yerinden başlanmayan ya da elbet zamanın tenhasında unutulacak hikayeler, yok sayılmış ve yorgun… ama dokunmasız bir hiçlikte apansız yakalınıveren…
Gitmeler-kopuk
Ayaz sersemi bir gölge uzak; upuzak yerinde dünün,
kim görür-kim unutma oyununda galip gelir?....
Parçaları birleşmiyor hayatın. koptuğu yerde bırakılan; ama ille de birilerinin sahiplendiği; tıpkı bir akşamüstü gibi. Uzun susmalardan sonra sessizce kalkıp giden birileri gibi... Tutsak sözcüklerin ışığa yazgılı kaçışmalarını izliyor o birileri. Ellerinde yazılı-yazısız ama ille de dilsiz hatıraların yarası. Kapanmıyor….birileri-bazı eksik yüzlü birileri başkalarının hikayesinde yorgun düşüyor. Uykuya dağılıyor birbirini tutmayan özlemler. Açık yara sızlar. Yarlardan düşer, bin parça ama çok zaman hiçbiri birinin değil…
Gel-git
Zaman kör ve dilsiz.
“Hani bir zaman bir yerde yeniden”
Oysa hala dilde bir inilti… “hiç” hem de hiç…
Gözlerden uzak sisler içinde alıntılıyor hayat özlemi. Sessizce; ılık bir yaz akşamı içlerde kan kurusu sızılar…buruk ve coşkulu. Gitmek bırakmak kadar kolay olmuyor. Adımlar geriye düğümlüyken haritada en uzak yer yaraların kabuk tutuşu, kırmızı bir iz bırakışı demek unutmaksa çok sonraların hesabını görmeden uzun bir uykuya emanet edilmiş elveda… yok sayılan,gel-git
Ve ne yazık
Çok çabuk silinen zaman….
6 Haziran 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
gel zaman !
peri kondu sirrima...
git zaman !
zira yaslanmaz periler...
Dileklerin konusunda sonsuz teşekkürler peri kadın. Darısı başına!
Yorum Gönder