kapana kısılmış gece yarıları, lekeleri ayışığının...elde mavi bir yanılsama kadar hafif; gökyüzünden yakıcı...loş sokakları geçtik. geceden beterdi yaralarımız ya hiçe yazgılı kör kalanlardık. bilmediğimiz dillerde yalan söylediler bize.melek yüzlerinde unuttuğumuz bahçelerin kızıl çiçekleri..birbirimizin kanından, göz yaşından beslendik. yol hep uzun sürdü.birileri bir yerlere vardığında bizler geri dönmüş ama hiçin orta yerinde bir yerdeydik. kırmızı odalar, şair sesleri bilinmeyen bir yerde kaldı, sona sakladığımız ellerimiz kan...hiç birimiz sağ çıkamayacaktık. bile bile gidip geri dönmek ve beklemek güzeldi. buz gibi gece yarıları ısınmayı umduk; kederden ve geçmeyen yaslardan...bir eksik melodi kulaklarımızı sağır edecekti. bu şarkıyı vasiyetlerimize yazıp birbirimizin ceplerine bıraktık. kırmızı odalar sağır kaldı kırmızı kurdelelere dolandık ana rahmi gibi temiz: yan yana...bir de baktık ki gölgemiz bile çoktan düşmüş yardan ;yar gözlerinden aşağı....bir tutam tuz kaldı avcumuzda; hiç görmediğimiz gün ışığında daha mavi
11 Şubat 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
düş zaman peşime
sadece ikisi kaldı hayatta.bu fotoğraftan kalan;soluk almayı beceren iki kişi.diğerlerinin terkine inat,yaşamda direten iki kişi.hangileri ölüme bakıyor...hangileri hayatta diretiyor...hangileri yas bıraktı hangileri acı parçalarını süpürür hala...
her şey

onlarsız yaşanmıyor...sanal beyinlilere,sokakarası uyuşuklarına,vakitsiz yığınlara inat hem de
zaman ki sonsuzdur

yaşamım boyunca içimi kemirttiniz.evlerinizle.okullarınızla.iş yerlerinizle.özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. ölmek istedim dirilttiniz.YAZI YAZMAK İSTEDİM AÇ KALIRSIN DEDİNİZ.aç kalmayı denedim serum verdiniz.DELİRDİM.Kafama elektrik verdiniz.ben bütün bunların dışındayım.
sylvia plath çizgisi

kalbimin sızısı...hiçbir şeye benzemeyen.herkesten kıskanır gibi sevdiğim...
tezer&deniz

tomris uyar...inceliklim,açık sözlüm,erken yitenim

Yoz bir toplum düzeninde yaşamaktan usanıp yaşamlarına son verenlere, üstlerine gaz döküp kendini yakanlara, hasta gözüyle bakıyoruz. Onları ruh hastası saymakla, insanın insanca yaşamak hakkına, insan olarak yaşayamıyorsa, yaşamı dışlama hakkına tepeden bakıyoruz. İnsan yaşadığı toplumdan utanç duyduğu için pekala canına kıyabilir, inanıyorum buna. Böyle önemli bir kararın arifesinde, öteki kararlardaki bocalamalara da yer yoktur üstelik: kaldırım kirlense de olur, banyo kanlansa da, çocuklar korksa da, dostlar üzülse de. Bu tür incelikler, kaygılar çok geride kalmıştır.
deniz bilgin

sessizce yittin; sesini duyan????
FURÛĞ-İ FERRUHZÂD

"Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir seni kendinde tekrarlayarak çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek" ne çok var yitenlerden..ne de güzeldin.ne büyük sözleri fısıldadın gecenin kulağına.duymamanın hazzına kapılmış lal kalabalıklar arasında elbet var ışığını koklaya koklaya izinden gelen birileri
.....

ZELDA NİLGÜN MARMARA nil'de gün ansızın battı.k.İ

ey iki adımlık yer küre!senin bütün arkabahçelerini gördüm ben
selçuk baran

haziran'dır,Arjantin tangoları'dır..kimselerin adını zikretmeyip hayata küstürdüğü sözcüklerin en güzel ustasıdır.erken çekip gidenlerdendir.az kaldı bitiyor derken bir bir önünde ölüm penceresi açılmıştır..sevdiğimiz ne kaldı...kim ellerimizi tutacak korkudan buz kestiğinde.kitapları basılmaz,sahaflar o "adam"ı tanımıyorum der...kim, peki kimin vicdanı sızlar?

Die Verwandlung
1 yorum:
kör bir kuyuya bıraktığım
şaşkın bir bilmece
terli düşlerini dilimleyen
bir muammadır her gece...
Yorum Gönder