15 Mart 2010 Pazartesi

ödünç pelerin

gece ve bizim kızlar için...


ödünçtü.geceye kafa tutulmazdı.biliyordu,sustuk...bilmediğim bir hikayeden en bildiğim cümlelerle geçiyordu...ışığın altında beyaz bir yudumla sözcüksüz bakıyordu. yalan tüllerden sıyrılıp gözlerimize varıyordu.tanıklar eşliğinde yanılıyorduk. bir el başımda sessizce bekledi. "çürümüş bir hayata yansıma, seni kimse kurtaramaz" dedi en son. duyduklarıma inanmak oyunumdu.yeni dünyaya ait bir çocuğun rüyasından kalkmıştım; darmadağın...

bir yangından kaçıyorduk. kalabalıktık.sığınak tam da buydu zaten. sığındığımız saçak altına kabuslar sokulamazdı.gözlerimizi kapasak düş bahçelerindeydik. birer birer atlıyorduk uçurumdan. kuş tüyünden acılara doğru. ödünç tenler, çocuk şarkıları geride kalıyordu. biz bedensiz ve yaşsız, neredeyse cümlesizdik.pervasız kahkahalarımıza doluşuyordu gecenin sesleri. kendimizden ötesi bir yığın incinmeydi.kaybedeceklerimizden çoktan caymıştık. gidenlerin ardından bakmamayı öğretiyorduk birbirimize bir mum ışığında, o yer minderi üstünde.ağlayanla gözyaşı, delirenle kahkahaya dönüşmemiz zamanı bile şaşırtacak kadar hızlıydı.sürekliydik..çoktuk. o ve onlar geldiğinde hazırdık; incinecek yaralarımızı geceyle ve ihtişamla kapamıştık.bize artık bir şey olamazdı.canımızda yanacak bir yer, şaşırmamız için bir cümle bile kalmamıştı. savaştığımıza benzemiştik. şeytan bir araya gelmiş kadın aurasındaydı.bunun güvenci bizi kötü bile yapamamıştı.umursuzduk, şuurumuzu kalabalıkla ve bize benzeyen yitik yaşamlarla değiştirip delirmeye bile alışmıştık.
ödünçtü.geldiğinde yılların pelerini rüzgarımızla savruldu.bir çocuk kaldığı yerden büyümeye devam etti.hiçbir mucizesi ve güvenci olamayan, öylesine adamlardan birine benzemek için...pelerini yoktu çocuğun.yıllar tenine bile değmeden bekliyordu.yaşayacaklarının neye benzediğini, yüzü cam kırığı kesiklerle dolu bir gecede binlerce güzel ete karışmak isteyen birinden duyacaktı...ben anlatmadım...

6 yorum:

Yagmur dedi ki...

Çok güzel (:

ne deseydim? dedi ki...

siyah deri koltuklar üzerinde geçen bir kış mevsimi idi bizimkisi. ben anlatmadım. kimseye.

ferdagokturkince dedi ki...

ne güzel resimler, ne güzel şairler, ne güzel insanlar varmış bu blogda böyle...

Adsız dedi ki...

sevgili peri çıkmazı,

büyük bir heyecan yaşadım
yazdıklarınıza bakarken..
durdum düşündüm durdum.
sevdiğim ne çok insan ne güzel
bir 'topluluk' buluşmuş burada..
dünya benim için tezer'i seven ve
sevmeyen insanların olduğu bir yer.
iki kitabını -sayfaları dökülene dek- yıllarca yanımda taşımıştım..

tuhaf bir duygu belki de;
sizinle gurur duyuyorum.
genç, yürekli, güzel insanların dünyayı zenginleştiren varlığıyla dünyaya tekrar tekrar inanıyorum.

suna hanımefendinin fotoğrafı
çok ama çok güzel..

yolunuz açık olsun, kalbiniz gibi.
içinizi açmışsınız, içimizi açmak için*
öyle mi..

*bk-eski avluda

Ayşe Marika Sağlam dedi ki...

sözün büyüsü işte....teşekkür ederim.suna hanımefendi eşsiz bir uçurum çiçeği şimdi..özel teşekkür!!!

Ayşe Marika Sağlam dedi ki...

"ben anlatmadım. kimseye." anlatsak da anlamazlar.bilmedikleri, kayıp bir dil bizimki...ve böyle güzel.böyle güzeliz...o siyah deri koltuklar yaz bahçelerinde ayışığından kumdan ve denizden soframıza evrilecek...

düş zaman peşime

düş zaman peşime
sadece ikisi kaldı hayatta.bu fotoğraftan kalan;soluk almayı beceren iki kişi.diğerlerinin terkine inat,yaşamda direten iki kişi.hangileri ölüme bakıyor...hangileri hayatta diretiyor...hangileri yas bıraktı hangileri acı parçalarını süpürür hala...

her şey

her şey
onlarsız yaşanmıyor...sanal beyinlilere,sokakarası uyuşuklarına,vakitsiz yığınlara inat hem de

zaman ki sonsuzdur

zaman ki sonsuzdur
yaşamım boyunca içimi kemirttiniz.evlerinizle.okullarınızla.iş yerlerinizle.özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. ölmek istedim dirilttiniz.YAZI YAZMAK İSTEDİM AÇ KALIRSIN DEDİNİZ.aç kalmayı denedim serum verdiniz.DELİRDİM.Kafama elektrik verdiniz.ben bütün bunların dışındayım.

sylvia plath çizgisi

sylvia plath çizgisi
kalbimin sızısı...hiçbir şeye benzemeyen.herkesten kıskanır gibi sevdiğim...

tezer&deniz

tezer&deniz

tomris uyar...inceliklim,açık sözlüm,erken yitenim

tomris uyar...inceliklim,açık sözlüm,erken yitenim
Yoz bir toplum düzeninde yaşamaktan usanıp yaşamlarına son verenlere, üstlerine gaz döküp kendini yakanlara, hasta gözüyle bakıyoruz. Onları ruh hastası saymakla, insanın insanca yaşamak hakkına, insan olarak yaşayamıyorsa, yaşamı dışlama hakkına tepeden bakıyoruz. İnsan yaşadığı toplumdan utanç duyduğu için pekala canına kıyabilir, inanıyorum buna. Böyle önemli bir kararın arifesinde, öteki kararlardaki bocalamalara da yer yoktur üstelik: kaldırım kirlense de olur, banyo kanlansa da, çocuklar korksa da, dostlar üzülse de. Bu tür incelikler, kaygılar çok geride kalmıştır.

deniz bilgin

deniz bilgin
sessizce yittin; sesini duyan????

FURÛĞ-İ FERRUHZÂD

FURÛĞ-İ FERRUHZÂD
"Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir seni kendinde tekrarlayarak çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek" ne çok var yitenlerden..ne de güzeldin.ne büyük sözleri fısıldadın gecenin kulağına.duymamanın hazzına kapılmış lal kalabalıklar arasında elbet var ışığını koklaya koklaya izinden gelen birileri

.....

.....

ZELDA NİLGÜN MARMARA nil'de gün ansızın battı.k.İ

ZELDA NİLGÜN MARMARA nil'de gün ansızın battı.k.İ
ey iki adımlık yer küre!senin bütün arkabahçelerini gördüm ben

selçuk baran

selçuk baran
haziran'dır,Arjantin tangoları'dır..kimselerin adını zikretmeyip hayata küstürdüğü sözcüklerin en güzel ustasıdır.erken çekip gidenlerdendir.az kaldı bitiyor derken bir bir önünde ölüm penceresi açılmıştır..sevdiğimiz ne kaldı...kim ellerimizi tutacak korkudan buz kestiğinde.kitapları basılmaz,sahaflar o "adam"ı tanımıyorum der...kim, peki kimin vicdanı sızlar?

Die Verwandlung