gece ve bizim kızlar için...
ödünçtü.geceye kafa tutulmazdı.biliyordu,sustuk...bilmediğim bir hikayeden en bildiğim cümlelerle geçiyordu...ışığın altında beyaz bir yudumla sözcüksüz bakıyordu. yalan tüllerden sıyrılıp gözlerimize varıyordu.tanıklar eşliğinde yanılıyorduk. bir el başımda sessizce bekledi. "çürümüş bir hayata yansıma, seni kimse kurtaramaz" dedi en son. duyduklarıma inanmak oyunumdu.yeni dünyaya ait bir çocuğun rüyasından kalkmıştım; darmadağın...
bir yangından kaçıyorduk. kalabalıktık.sığınak tam da buydu zaten. sığındığımız saçak altına kabuslar sokulamazdı.gözlerimizi kapasak düş bahçelerindeydik. birer birer atlıyorduk uçurumdan. kuş tüyünden acılara doğru. ödünç tenler, çocuk şarkıları geride kalıyordu. biz bedensiz ve yaşsız, neredeyse cümlesizdik.pervasız kahkahalarımıza doluşuyordu gecenin sesleri. kendimizden ötesi bir yığın incinmeydi.kaybedeceklerimizden çoktan caymıştık. gidenlerin ardından bakmamayı öğretiyorduk birbirimize bir mum ışığında, o yer minderi üstünde.ağlayanla gözyaşı, delirenle kahkahaya dönüşmemiz zamanı bile şaşırtacak kadar hızlıydı.sürekliydik..çoktuk. o ve onlar geldiğinde hazırdık; incinecek yaralarımızı geceyle ve ihtişamla kapamıştık.bize artık bir şey olamazdı.canımızda yanacak bir yer, şaşırmamız için bir cümle bile kalmamıştı. savaştığımıza benzemiştik. şeytan bir araya gelmiş kadın aurasındaydı.bunun güvenci bizi kötü bile yapamamıştı.umursuzduk, şuurumuzu kalabalıkla ve bize benzeyen yitik yaşamlarla değiştirip delirmeye bile alışmıştık.
ödünçtü.geldiğinde yılların pelerini rüzgarımızla savruldu.bir çocuk kaldığı yerden büyümeye devam etti.hiçbir mucizesi ve güvenci olamayan, öylesine adamlardan birine benzemek için...pelerini yoktu çocuğun.yıllar tenine bile değmeden bekliyordu.yaşayacaklarının neye benzediğini, yüzü cam kırığı kesiklerle dolu bir gecede binlerce güzel ete karışmak isteyen birinden duyacaktı...ben anlatmadım...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Çok güzel (:
siyah deri koltuklar üzerinde geçen bir kış mevsimi idi bizimkisi. ben anlatmadım. kimseye.
ne güzel resimler, ne güzel şairler, ne güzel insanlar varmış bu blogda böyle...
sevgili peri çıkmazı,
büyük bir heyecan yaşadım
yazdıklarınıza bakarken..
durdum düşündüm durdum.
sevdiğim ne çok insan ne güzel
bir 'topluluk' buluşmuş burada..
dünya benim için tezer'i seven ve
sevmeyen insanların olduğu bir yer.
iki kitabını -sayfaları dökülene dek- yıllarca yanımda taşımıştım..
tuhaf bir duygu belki de;
sizinle gurur duyuyorum.
genç, yürekli, güzel insanların dünyayı zenginleştiren varlığıyla dünyaya tekrar tekrar inanıyorum.
suna hanımefendinin fotoğrafı
çok ama çok güzel..
yolunuz açık olsun, kalbiniz gibi.
içinizi açmışsınız, içimizi açmak için*
öyle mi..
*bk-eski avluda
sözün büyüsü işte....teşekkür ederim.suna hanımefendi eşsiz bir uçurum çiçeği şimdi..özel teşekkür!!!
"ben anlatmadım. kimseye." anlatsak da anlamazlar.bilmedikleri, kayıp bir dil bizimki...ve böyle güzel.böyle güzeliz...o siyah deri koltuklar yaz bahçelerinde ayışığından kumdan ve denizden soframıza evrilecek...
Yorum Gönder