2 Ekim 2007 Salı

ben bıraktığınız gibi...

bertan,selin,barış,beste,mehmet,murat için
Rüyamda gördüm hepinizi. Bir aradaydık. Kenara atılmış, yalnız gülüşlerin renklendirdiği soluk bir fotoğraftaydık. Gitmemiştiniz. Hepiniz birden terk etmemiştiniz bizi...sırayla;art arda... Geride kalanlara söyleyecek sözünüz vardı. Bir açıklama...Sokaklar boyu dönüp durup cevapları aramam gerekmiyormuş henüz. Susup boynunuzu bükmüyordunuz. Gitmek kaçmak değilmiş. Yanlış anlamışız!
Şarkılarda ağlayalım; sokaklarda, insan yüzlerinde sizi görüp yüreğimiz dağlansın diye yapmamışsınız bunu.
En çok siz bir de ben gülüyordum. En çok ağlattığınız ben. Herkes vardı fotoğrafta. Hepsi hayata bakıyordu ben çaktırmadan yan gözle sizi kolluyordum. Apansız gideceğinizi, rüya bitince tüy kadar hafif ruhlarınızın çekip gideceğini bilir gibi. Peşinizden geleceğimi, bunun bir yolunu arayıp duracağımı,sigaraları çoğaltacağımı bildiğiniz için mi yoksa minik bir avuntuyla kendime geleyim diye mi rüyamda dizi dizi; yan yana gülümsediniz? Kokularda yaşamı dağıtan çağrışımlardan kurtulmak için beynini sürekli birilerinin ellerine emanet eden ben olmuşum. Ama haberiniz yokmuş. Olsaymış, böyle peş peşe dalga geçer gibi ve YOKLUĞA DAYANILIR gibi gitmezmişsiniz. Yapabilseniz geri bile dönermişsiniz ama bunun yolu yokmuş. Size bir defa daha sarılmak için uykuları; ya da size açılan kapının önümde açılmasını beklemem gerekiyormuş. Bunun için özür dilemişsiniz; ben duymamışım. Sabah olduğunda içimi söken gerçeği rüyalarla değiştirmeyecekmişsiniz elinizde olsa. Ama siz de dayanamıyormuşsunuz. Yüzlerinizi unutmamdan korkmuşsunuz. Koynumda fotoğraflarınızla nemli gözlerle uyuya kaldığımı biliyormuşsunuz evet. Ama hala insani zaafları geride bırakamamışsınız. Hem yalnız geçen/geçecek yaş günlerimde yanımda olamayışınıza üzülmüşsünüz.
Çocukluğuma kattığınız güzelliği ince ince geri alışınıza kızmamalıymışım. Yağmur bile kılık değiştirip kan kan damladığında tenime, canımın yandığını görmüşsünüz. En çok sen, evet sen annem olan sen üzülmüşsün. Tenime can veren senin yüreğin yanmış da gelivermişsiniz topluca. Fikir senden çıkmış. Yüreğimin yaşlanmasını istemiyormuşsun. Yerinize bıraktığınız yokluk, doldurulur, sizi anıştırır sanmışsınız. En güçlü benmişim baş ederim sanmışsınız. Size, unutulur, geçer teselli bile olur günler demişler. Alışmayı öğrense de asla unutamaz kalan. Bunu nereden bilecekmişsiniz.. Siz en sevdiklerinizle birlikte yaşlanmışsınız... Büyümesi yarım kalan, kocaman hayallerini buruşturup atanlar bana emanetmiş. Elimden gelirmiş. Ben iyiymişim, şefkatliymişim. Aklımın gece yarıları uçup gideceğini, ağlamaktan gözlerimin sönük yıldızlara döneceğini hesaba katmamışsınız. Geri dönesiniz diye ışıkları açık bırakacağımı; oraya buraya notlar asacağımı tahmin bile edemezmişsiniz. Hem bu biraz delilikmiş. Sayılı zaman çabuk geçermiş; elbet kavuşacakmışız. Bundan emin bile değilmişsiniz. Anlatamazmışsınız. Ne gittiğiniz yerin neye benzediğini, ne de bir daha size sarılıp sarılamayacağımı, zafer,dayı,anneanne,ANNEEEE diye boynunuza atılıp atılamayacağımı söyleyemezmişsiniz. Sizin sevdikleriniz size gençlik, yaşlılık hatıraları bırakırken siz geride hastalık, ölüm, kaybetme korkusundan parçalar bırakmışsınız. Elinizde olsa...Hiç kıyabilir miymişsiniz? Hele anneannem, incecik dokuduğu büyüttüğü torununun böyle aklın kıyılarına gidip gelmesine, hastane koridorlarında dolanmasına dayanamamış. Gençlik umutla beslenecekken, yaşlılıktan gün çalmama en çok Zafer bozulmuş. Güçlü kalmamı haykırmış ve beni affetmiş...O son konuşmayı unutmuş bile. Her şeyi yerli yerine koyamadan gittiği için zaten pişmanmış.
Bir daha bana gülümseyen fotoğraflar yollamayın diye yazıyorum bunları size. Uyanıp da bir an hala yaşadığınızı sanıp telefona sarılmama izin vermeyin diye. Bir ömürlük acı bıraktınız bana ve diğerlerine...Daha fazlasına gücümüz kalmadı. Bilin diye. Yanan canımızda artık yer kalmadı diye...
ZAFER(2000ARALIK)-dayı
SELÇUK(2005NİSAN)-dayı
SEMA(2006NİSAN)-anneanne
SUNA(2007 NİSAN)-anne

12 yorum:

Adsız dedi ki...

çok güzel yazmışsın ayşe. ama bu kadar depresif olma her konuda. hayat bi şekilde akıp gidiyo zaten sen istesen de istemesen de.

seni çok seven kardeşin murat. öpüldün.

pera dedi ki...

ölüm,nisan,cennet,rüya...


murat depresif olma dıye güzel söylemiş aslında ama bu yazıdaki depresiflik değil bambaşka bişey

tüylerim yine kirpi oldu ayşeee

Adsız dedi ki...

sadece benim o resimden hiçbi zaman silinmiceimi bil herzaman ne olursa olsun hep birinci olucam hayatinda ben varicam yanina kosucam babam gibi özledim demenle nerde olursan olayım gelicem atlıcam boynuna..
baskalari gibi korkularindan bi köseye saklanip hayatina devam etmeye calismiyosun üstüne gidiosun bu yüzden yipraniyosun biraz da sen kaç merak etme kimse küsmes sana..sevinirler mutlu olup hayatına devam etmene
her gün uyandıgında bir bardak su içme gerek yok buna seni seviyorum.

Ayşe Marika Sağlam dedi ki...

sana söz bulamıyorum.bebğim, barışım....külden oyuncaklarla yetinen masum kardeşim..
soru:kaç kardeşsiniz?
cevap:4
seni o kadar seviyorum ki bebekken içirdiğim kaynar sütler helal olsun:)
canımsın.nerde olsam bulur acımı ovarsın senden ve güzümden başkasının yapamadığını yaptın hep. acıyı sevgiyle geçirdin.sen de bir meleksin..bunu biliyorum...

Adsız dedi ki...

dün yoldaydım..yine lanet ankaranın daracık sokaklarında yine trafik..tam yanımda bir ambulans durdu acı çığlıklar atarak.içinde bir adam.gözgöze geldik sadece baktı bana biri birşey yapsın der gibi yapamadım..YİNE yapamadım..sadece ağladım arkasından 6ay önceki ya da daha öncekiler gibi.
hayat öyle oyunlar oynuyor ki acıları gözümüze sokmak için aman sakın rahat huzur bulmayın demek için her fırsatı değerlendiriyor. hergün o lanet hastaneye beni gönderiyor hiçbir acımın dinmesine izin vermiyor.avuntular verip avutmuyor.hiç bir zaman da avutmayacak. hep bir yanı eksik çocuklar olacağız biz hayatta hep içinde bir parça hüzün gözlerinde yaş olan çocuklar olarak öleceğiz...
üzgünüm ayş..ben bu acıları dindiremiyorum üzgünüm

Ayşe Marika Sağlam dedi ki...

kalbimin çıkmazı sende çözülürmüş meğer.ASSAm,çocukluğumsun..Antalyamsın,kikirdemelerimsin,eve giren yarasadan ilk kaçan,korktuğumda koynuna sokulduğumsun.sen hep çekip çeviren, ben dağıtan,sen aklı başında, ben masaların tepesinde...bir ömür geçiriyoruz.ama şu acılar..şu lanet baskınlar gibi gelen kayıplar...elimizden kaçanlar,kayıp gidenler...sel'im kuzen sözü sana az.sen benim kronik muhalefetim,yüzüne baktığımda annemi gördüğüm....az mı didiklediniz beni..bu arada kız halaya çekmez!!!!seni çok seviyorum

Adsız dedi ki...

KIZ HALAYA ÇEKER.......

Adsız dedi ki...

"hep bir yanı eksik çocuklar olacağız biz hayatta hep içinde bir parça hüzün gözlerinde yaş olan çocuklar olarak öleceğiz..."

yaaa...
en saygıdan dolayı korktugum..amcam
en yakın büyük arkadas...amcam
bana türkçe konusmayı öğretmenkten, üst değstrmekten ..16 yasimda binbir çeşit ilaç ismi bilmeme neden olan...
hergün görüp konusmayı istediğim kokusunu koklamayi yemekleri için dünyanın öbür ucundan gelebileceğim yanlarım yok

Ayşe Marika Sağlam dedi ki...

seni isim veya herhangibir iz bırakmasan da tanırım..ellerimle büyüttüğüm, en küçük kardeşim...aynı evde yine hep birlikte kalabilmek için neler verirdik biliyorsun.ama onlar teker teker bıraktılar bizi.sen bana emanetsin.ben de sana...korkudan ödüm koptuğunda bir sen varsın bir de güz...bu kadarına şükrediyorum.

Ayşe Marika Sağlam dedi ki...

yine yaptınız...yine..geldiniz dizi dizi..peş peşe...aklımı hatıraların yükünden korumam gerekiyordu;bildiğiniz halde...tek tek değil hep birlikte geldiniz.bu haksızlık

Fulya Bozoğlu dedi ki...

ardarda yaşanan ölümlerin getirip ağızda bıraktığı o iğrenç tadı bilen biri olarak bu yazında acını hissettim,acımı tazeledim.babaannem hep der ki babamın ardından 'ölemiyorum bile.yaşamak zorundayız.öylesine yaşıyoruz'..dilerim hem senin için hem bizim gibi insanlar için kolay olur 'öylesine yaşıyoruz'ları atlatabilmek.hayat doğum,ölüm arasında yaşanıp giden belli belirsiz bir süreç,bir düş...doğum gibi ölüm gerçeğini de yaşamaya alışıyor insan içi kanaya kanaya.geçmişte yaşayıp kağıda döktüğün bir yazıya yorum yapıp acını tazelediysem üzgünüm.fakat öyle yazmışsın ki...dayanamadı içim.

Adsız dedi ki...

bu ağır elejiler duyarlılıklrında keşke ben de aranızda olsaydım kapı dışında kalan biri olarak ..
ahhh size dışardan bakabilmek için bu çalıntı dil sürçmeleriyle yetinmek
tavan arası körlüğünde ölü fare gözleriyle karşılaştım bu nedenle aranızda olamam bundandır uzaktan bakan

n.b

düş zaman peşime

düş zaman peşime
sadece ikisi kaldı hayatta.bu fotoğraftan kalan;soluk almayı beceren iki kişi.diğerlerinin terkine inat,yaşamda direten iki kişi.hangileri ölüme bakıyor...hangileri hayatta diretiyor...hangileri yas bıraktı hangileri acı parçalarını süpürür hala...

her şey

her şey
onlarsız yaşanmıyor...sanal beyinlilere,sokakarası uyuşuklarına,vakitsiz yığınlara inat hem de

zaman ki sonsuzdur

zaman ki sonsuzdur
yaşamım boyunca içimi kemirttiniz.evlerinizle.okullarınızla.iş yerlerinizle.özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. ölmek istedim dirilttiniz.YAZI YAZMAK İSTEDİM AÇ KALIRSIN DEDİNİZ.aç kalmayı denedim serum verdiniz.DELİRDİM.Kafama elektrik verdiniz.ben bütün bunların dışındayım.

sylvia plath çizgisi

sylvia plath çizgisi
kalbimin sızısı...hiçbir şeye benzemeyen.herkesten kıskanır gibi sevdiğim...

tezer&deniz

tezer&deniz

tomris uyar...inceliklim,açık sözlüm,erken yitenim

tomris uyar...inceliklim,açık sözlüm,erken yitenim
Yoz bir toplum düzeninde yaşamaktan usanıp yaşamlarına son verenlere, üstlerine gaz döküp kendini yakanlara, hasta gözüyle bakıyoruz. Onları ruh hastası saymakla, insanın insanca yaşamak hakkına, insan olarak yaşayamıyorsa, yaşamı dışlama hakkına tepeden bakıyoruz. İnsan yaşadığı toplumdan utanç duyduğu için pekala canına kıyabilir, inanıyorum buna. Böyle önemli bir kararın arifesinde, öteki kararlardaki bocalamalara da yer yoktur üstelik: kaldırım kirlense de olur, banyo kanlansa da, çocuklar korksa da, dostlar üzülse de. Bu tür incelikler, kaygılar çok geride kalmıştır.

deniz bilgin

deniz bilgin
sessizce yittin; sesini duyan????

FURÛĞ-İ FERRUHZÂD

FURÛĞ-İ FERRUHZÂD
"Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir seni kendinde tekrarlayarak çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek" ne çok var yitenlerden..ne de güzeldin.ne büyük sözleri fısıldadın gecenin kulağına.duymamanın hazzına kapılmış lal kalabalıklar arasında elbet var ışığını koklaya koklaya izinden gelen birileri

.....

.....

ZELDA NİLGÜN MARMARA nil'de gün ansızın battı.k.İ

ZELDA NİLGÜN MARMARA nil'de gün ansızın battı.k.İ
ey iki adımlık yer küre!senin bütün arkabahçelerini gördüm ben

selçuk baran

selçuk baran
haziran'dır,Arjantin tangoları'dır..kimselerin adını zikretmeyip hayata küstürdüğü sözcüklerin en güzel ustasıdır.erken çekip gidenlerdendir.az kaldı bitiyor derken bir bir önünde ölüm penceresi açılmıştır..sevdiğimiz ne kaldı...kim ellerimizi tutacak korkudan buz kestiğinde.kitapları basılmaz,sahaflar o "adam"ı tanımıyorum der...kim, peki kimin vicdanı sızlar?

Die Verwandlung