17/07/2009
Tomris Uyar hemen her öyküsünde okuyanın kendi sesiyle ayrıntılara, gözden kaçırılmışlara tanıklığını bekler. Hikâyelerinin tüm yalınlığına karşın son sözün olasılıklarda; üçüncü gözlerde hayat bulacağı ipucunu saklı tutar
Handan İnci, Tomris Uyar’ın unutulmaz öykülerinden bir seçkiyi okurla buluşturdu. Üstelik bu buluşmanın, ilkgençlik dönemi okuyucusuna seslenişiyle ayrı bir yeri var. Seçki, Tomris Uyar’ ın yeni nesil tarafından algılanıp özümsenmesi, yokluğunun sıradan bir kayıptan ibaret olmadığının yinelenmesi açısından oldukça önemli bir girişim olarak nitelendirilebilir... Gündelik hayatın kimi kez fark edilmeyen ayrıntılarından, bir yaz akşamüstü açık pencereden sokağa sızan sıradan ama bir yanıyla hep dokunaklı hayatlardan beslenir Tomris Uyar’ ın anlatıları. Öykü kişileri ‘evrensel kimsesiz’lerden, ‘yaşamın incelikli bir ağ olduğuna’ inananlardan, ebedi yalnızlığa mahkûmlardan oluşur ille de. Ahmet Cemal’ in ‘yaşama ustası’ olarak imlediği Tomris Uyar’ ın benzersiz gözlem yeteneği ve sonuna dek açık algılarının izleri, hemen her öyküde yepyeni bir kılıkla sahne alır. Metal Yorgunluğu, yazarın dönemsel kurgu arayışlarını yansıtan farklı kitaplarından seçilerek oluşturulmuş on öyküsünden oluşuyor. Tomris Uyar öykücülüğüne merhaba demek için özenle seçilmiş öykülerde, yazarın sadık okuyucularının çok iyi bildiği eşsiz gözleme dayalı hayatlar; kıyıda köşede unutulmuş ayrıntılar göze çarpıyor.
İlk öykü Çiçek Dirilticileri’nde sokaktan hayatlara bulaşmış ayrıntılar bir çocuk, baba ve dede üçgeninde ele alınıyor. Babasıyla gizli bir sırdaşlığı paylaşmanın gönenci içindeki çocuğun gözünde yıllar sonraya devrolacak ayrıntılar, okura yalın/dolaysız ama çarpıcı bir dille geçiyor. Tomris Uyar’ın öykülerinde yaşlılar ve çocuklar, zamansal uzaklıklarına karşın, görmezden gelinip ‘unutuş’a terk edilmeleriyle benzer bir trajediyi bölüşüyorlar. Ilık, Yumuşak, Kahverengi Şeyler öyküsü de yine iki kader ortağının -çocuk ve dede- ekseninde, bambaşka hayatlara dahil ediyor okuru. Çocuklar hayatlarına daimi olarak ilişecek ve elbette başka gözlerin kolaylıkla göremediği anları, tam aksine unutmaya odaklı yaşlılarla aynı gözlerle görüyorlar. Bu hüzünlü bir paylaşımdan öte, büyüsü bozulmasın diye çaba harcanan bir suç ortaklığına dönüşüyor. Birbirinin suskusunda sonu bekleyen ve git gide görünmez olan iki yaşlı çift Şen Ol Bayburt öyküsünde bir gencin tanıklığıyla dile geliyor: “Kirli camlara özgü o dolanık, halkalanarak büyüyen iç kapayıcı lekelerin berisinde ufacık bir lekeydi Behçet Bey; biraz kazınsa kendiliğinden çıkabilirdi.”
Tomris Uyar düzenli yazdığı ve her birinde yüzlerce öykünün köklendiği güncelerinde yaşama bakışı, onu yaşayışı hakkında bilgiler verir okura. Bu yönüyle hayatı neresinden yakaladığı ve hangi gözlerle gördüğünü bilmek, ayrıntıların gündelik yaşayış içindeki tahrip edici-büyüleyici etkisini kavramak için önemli bir itkidir daima. Muhalif bakış açıcı, yüzeyden çok dibi vurgulayan anlatımı öykülerdeki kurgunun da temelini oluşturur. Bu nedenle gerek sosyal kurumların içinin boşalması, mutlu görünen yaşamların merkezindeki büyük trajedi ve elbette kaçınılmaz yazgı olan yalnızlık öykü kişilerinin karakterlerine sızar. Bu durum kitapta Dön Geri Bak gibi ayrıksı bir yaşayışa eklemlenme çabasında git git mutsuzlaşan Nesrin’in ve ona tutkuyla tanıklık eden Mustafa’nın öyküsü olarak karşımıza çıkıyor. Fark edilmeyen, kıyısından geçilip gidilen kenar mahallelerde yaşanan/ yaşatılamayan duygular, mutsuz evlilikler... Kadının zamanla yalnızlaşmasına dönüşen mutsuz evlilikler, bazen parçalanmalarla kişiye bir nefeslik boşluk yaratıyor. Oysa bu, Ormandaki Ayna öyküsündeki gibi bir anda çöküverecek yalnızlığın da göze alınması demektir.
Seçkiye adını veren Metal Yorgunluğu ise, Tomris Uyar’ın 1980’den sonraki hikâyelerinde kullandığı gibi ironik, masalsı bir kurguyla biçimleniyor. Hayatın koşuşturmacası içinde yitmiş, gölgesini bile kaybetmeye yüz tutmuş eski bir hesap uzmanı olan Ferdi Bey bir başınalığını alaysı bir dille anlatır.
Tomris Uyar hemen her öyküsünde okuyanın kendi sesiyle bu ayrıntılara, gözden kaçırılmışlara tanıklığını bekler. Hikâyelerinin tüm yalınlığına karşın son sözün olasılıklarda; üçüncü gözlerde hayat bulacağı ipucunu saklı tutar. Okuyucu da bu serüveni paylaşırken, içinde dolaştığı hikâyelerin yüzlerce kişisinden biri olmaya gönüllüdür Bakıp da göremediği ayrıntılar, güzellik ve acı yazarın anlatımında sahicileşir. Bunu göze alabilmek, bildik masallara benzemezliğiyle değerli bir yolculuğa çıkmak için Tomris Uyar’ın özenle seçilmiş öyküleri yine tazelik ve dirimle karşılıyor okuru.
METAL YORGUNLUĞU
Tomris Uyar
Yapı Kredi Yayınları
2009
112 sayfa
6 TL.